21 Mayıs 2020
"Akıl" kelimesi
Kur'an'da "akıl" kelimesi isim olarak geçmiyor, kelime tarif de edilmiyor, zira tarifi gerektirecek bir durum yok. Muhataplar neyin kasdedildiğini anlıyorlar. "Akletmek" şeklindeki fiil (عقل='aḳale) ise 49 yerde geçiyor.
Bu kullanımların çoğunda "akletmiyor musunuz?" "aklınızı kullanmıyor musunuz? vb. şeklinde kullanımlara rastlanmaktadır.
Bu kullanımlardan anlaşıldığına göre, akıl doğru ile yanlışı ayırt edebilme yeteneği. Soyut bir kavram. Kur'an insanı aklını kullanmaya çağırıyor, aklını kullanmaya teşvik ediyor. Yani aklını kullandığı takdirde doğru ile yanlışı ayırt edebileceğini söylüyor.Önemli bir nokta şu: Kur'an'da akıl kelimesi hep pozitif anlamda kullanılmış. Yani Kur'an'ın hiç bir yerinde aklın kullanımı yerilmiyor, aksine insanlar aklını kullanmaya çağrılıyor.
Ne var ki daha sonraki dönemlerde hakim olan anlayışlarda, "akıl" negatif bir konuma yerleştirilmiş. "Bu iş akılla olmaz" şeklinde bir anlayış hakim olmuş.
Yine önemli bir nokta: Kur'an'daki kullanımlarda muhatap genel olarak insandır. Yani aklınızı kullanmıyor musunuz denilen kişiler veya aklını kullanmaya davet edilen kişiler sadece müslümanlar değil, genel olarak insanlardır (gayrimüslimler, müşrikler, Yahudiler vb.).
İslam toplumlarında daha sonraları hakim olan anlayışa göre ise şöyle bir fark ortaya çıkıyor: İnsanlar müslüman oluncaya kadar "akıllarını kullanmaya çağrılıyorlar" ancak bir kez müslüman olduktan sonra, yani İslam dairesine girdikten sonra akıl kapının dışında bırakılıyor. Artık aklı kullanmaya hacet yok şeklinde bir anlayış hakim oluyor. Akıl artık güvenilmez, eksik, insanı yanlış yola sevkeden bir şeye dönüşüyor.
Bununla birlikte Ebu Hanife ve Matüridi'nin açtığı çığırda akıl-re'y öne çıkarılıyor, ancak İslam toplumlarında daha sonraları hakim olan anlayışlar, bu görüşlerin zayıflaması sonucunu doğruruyor.
Oysa biz vahyin gerçekliğini dahi akli delillerle izah etmeye çalışıyoruz.
Dikkat edilmesi gereken bir husus: Kur'andaki akıl ile çağdaş anlamda akıl aynı şey midir?
Kanaatimce Kur'andaki akıl kavramı felsefi anlamdaki akılla yüzde yüz aynı şey değil. Mutlaka tümüyle ondan bağmsız bir şey değil, ancak onunla ne ölçüde örtüşüyor, ayrıca üzerinde durulması geken bir konu.
Ayrıca Kur'an'daki kullanımlardan yola çıkarak mutlak anlamda bir "rasyonalizm"e gitmek de doğru olmaz. Kanaatimce vahye iman ile rasyonalizm tam olarak bağdaşmaz.
Son bir not olarak da şunu eklemek isterim: Kur'an genel olarak insan aklına hitap etmektedir. Dolayısıyla müslüman aklı, gayrimüslim aklı şeklinde bir ayırım da yoktur. Bir "müslüman anlayışından" "müslüman zihniyetinden (mentality)" söz edebiliriz, ama Kur'an'daki kullanımlarda "müslüman aklı, gayri müslim aklı" diye bir ayrım göremiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder