31 Mart, 2023

İnsan Allah'ın kulu mu halifesi mi?

Kur'an'a göre insan ile Allah arasındaki ilişki Tanrı-kul ilişkisidir. Bu İslam'ın en temel kabullerindendir. Yani yüce bir Yaratıcı, tek bir tanrı vardır, insan da onun kuludur. Buna dair pek çok ayet vardır:

Kullarım sana beni sorduklarında, ben onlara yakınım... (Bakara/186).

Allah’ın kulları için çıkardığı nimetleri haram sayan kimdir? (Araf/32).

Ben kullarıma zulmetmem (Kaf/29).

O Kuluna Furkan’ı indirdi, alemlere uyarı olsun diye. (Furkan/1).

Kuluna (Muhammed’e) Kitabı indiren Allah’a hamdolsun. (Kehf/1).

Sadece Hz. Muhammed değil, önceki peygamberlerden söz edilirken de onların Allah’ın kulları oldukları vurgulanmaktadır. (Örnekler: İsa (Meryem/19; Zuhruf 59), Nuh (Meryem/3), Zekeriya (Meryem/2), Davud (Sad/17), Süleyman (Sad/30), Eyyub (Sad/41).

İşte bu kulluk ilişkisi nedeniyle müminler her namazda “Biz yalnız sana kulluk ederiz” ayetini tekrarlamaktadırlar (Fatiha/5).

Oysa zaman içinde bu ilişki farklı yansıtılmaya çalışılmıştır. Yani insanın Allah’ın kulu yerine halifesi olduğu düşüncesi yaygınlık kazanmaya başlamış, hatta neredeyse tartışmasız bir doğru gibi takdim edilmeye çalışılmıştır.

Bu konuda delil olarak gösterilen temel dayanak Bakara Suresi 30. ayettir:

Hatırla ki, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti... (Bakara/30).

Metne bakıldığında bu ayette "Allah'ın halifesi" ibaresi yoktur. Sadece "yeryüzünde bir halife" (halifeten fil ard) yaratılacağı belirtilmektedir. 

Halife kelimesi başka bir ayette şu şekilde kullanılmaktadır.

"Ey Davud! Biz seni yeryüzünde bir halife yaptık... (Sad/26).

Görüldüğü üzere bu ayette de "Allah'ın halifesi" değil, "yeryüzünde bir halife" (halifeten fil ard) ibaresi kullanılmaktadır.

Başka bir ayette ise bu halifeliğin ne ile ilişkili olduğu açıkça ortaya konulmaktadır:

(Onlar mı hayırlı), yoksa ... sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı?  (Neml/62).

Görüldüğü üzere bu ayette insanların açıkça yeryüzünün halifeleri (hulefa el ard) olduğu belirtilmektedir. 

Aşağıdaki iki ayette ise yeryüzünde halifeler (halaife fil ard) ibaresi kullanılmıştır:

Sonra da nasıl davranacağınızı görmemiz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık (onların yerine getirdik) (Yunus/14).

Sizi yeryüzünde halifeler yapan odur (Fatır/39).

Bu ayetler dışında halife kelimesinin (çoğul olarak) kullanıldığı iki ayet daha bulunmaktadır:

... O sizi, Nuh kavminden sonra halife (onların yerine gelen kişiler) yaptı ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı. (Araf/69)

“Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi halife (onların yerine gelen kişiler) yaptı ve sizi yeryüzünde yerleştirdi...” (Araf/74).

Görüldüğü üzere halife kelimesi ikisi tekil, beşi de çoğul olmak üzere toplam yedi kez geçmektedir, bu ayetlerin tamamı yukarıda verilmiştir. 

Son iki ayette “sizi Nuh veya Ad kavminden sonra halifeler yaptı” denilmektedir. Bu ayetlerde geçen hulefa kelimesi, genel olarak önceki kavimlerin yerine geçen kişiler şeklinde çevrilmektedir. Yani halef-selef ilişkisine atfen, onların yerine sizi getirdi şeklinde anlam verilmiştir. Dolayısıyla bu ayetlerde de “Allah’ın halifesi” tabiri kullanılmamakta, Allah’ın halifesi olduğuna dair bir şey de ima edilmemektedir. (Ayrıca başkalarının yerine getirme (yestahlif) şeklinde kullanımların yer aldığı ayetler için bkz. Enam/133; Araf/129; Hud/57; Nur/55). 

Bu ayetler birlikte değerlendirildiğinde, halife kelimesinin yeryüzünde yaşayan, yeryüzüne hakim olan, öncekilerin yerine gelen şeklinde anlamlandırılması mümkündür, ancak yukarıdaki ayetlerden hiçbir şekilde Allah’ın halifesi anlayışı çıkarılamamaktadır. 

Bununla birlikte Allah’ın kulu ile Allah’ın halifesi arasında nasıl bir fark vardır diye sorulabilir? Allah’ın kulu olmakla, onun halifesi olmak arasında çok fark vardır.

Allah’ın kulu onun emirlerini yerine getirmeye, yasaklarından kaçınmaya çalışan kişidir. Oysa Allah’ın halifesi onun adına konuşmaya, kendi kişisel ve subjektif görüşlerini, düşüncelerini Allah’ın görüşü imiş gibi takdim etmeye çalışan, Allah adına konuştuğu için de söylediklerine kesin itaat bekleyen bir kişi konumuna gelebilecektir.

Nitekim geçmişte kendilerini Allah’ın yeryüzündeki halifesi, yeryüzündeki gölgesi (zıllullah fil arz) şeklinde takdim etmeye çalışanlar olmuştur.

Güç sahipleri açısından kuşkusuz bu niteleme son derece önemlidir. Kendisini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi ve halifesi olarak gören veya gösteren birisine karşı çıkmak mümkün olabilir mi? Ona isyan Allah’a isyan demektir.

Sıradan insanın da kendisini Allah’ın halifesi olarak görmesini Kur’ani bakış açısından kabul etmek mümkün değildir. Kişinin kendini bir anlamda Tanrı yerine koyması demektir bu.

Kur’an’a göre insan Allah’ın halifesi değil, kuludur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder