Korkut Boratav, Türkiye İktisat Tarihi 1908-2009, İmge Kitabevi, İstanbul, 2015
Kitap 1983 yılında yazılmış ve ilk hali 1987 yılında basılmış, 2003 yılında gözden geçirilmiş bazı bölümler yeniden yazılmış ve bir bölüm eklenmiş (1989-2002). Bununla birlikte, 2009 yılına kadar olan dönem incelendiğinden, 2003 ila 2009 arasında muhtelif tarihlerde eklemeler ve gözden geçirmeler söz konusu. Kitap esas itibarıyla meslekten iktisatçı olmayanlar için tasarlanmış.
1908 ila 2009 (100 yıllık) dönem 10 adet bölüme ayrılmış.
1. 1908-1922 Savaş yılları
2. 1923-1929 Açık ekonomi koşullarında yeniden inşa.
3. 1930-1939 Korumacı-devletçi sanayileşme
4. 1940-1945 Bir kesinti, II Dünya Savaşı
5. 1946-1953 Dünya ekonomisi ile farklı bir eklemlenme denemesi
6. 1954-1961 Tıkanma ve yeniden uyum
7. 1962-1976 İçe dönük dışa bağımlı gelişme ve yeniden bunalım 1977-1979
8. 1980-1988 Sermayenin karşı saldırısı
9. 1989-1997 Finans kapitale teslimiyet ve popülizme aksak dönüş
10. 1998-2009 Kesintisiz IMF gözetimi ve krizler
Yaygın tasnifin aksine 1946-1953/1954-1961 şeklinde bir ayırım yapılmış. Zira 1950-1960 Demokrat Parti dönemi şeklinde ayırım yapmak yerine bu ayırım tercih edilmiş. Çünkü Boratav'a göre 1950 bir dönüm noktası değil, savaş sonrası dönemde başlayan sürecin farklı bir kadro ile devamından ibarettir.
1908-1922 Devrim ve Savaş yılları
Yarı sömürgeleşmiş bir toplum yapısı mevcut. Hammadde ihracatçısı, sınai ürün ithalatçısı bir ekonomik yapı. Sanayi devriminin lokomotif sektörü olan tekstil açısından Osmanlı 19. yüzyılda kendi kendine yeterli iken 20. yüzyıl başında iç tüketimin %80-90'ı ithal. İlk sanayileşme hamlesinde 3 beyazlar 'tekstil, un ve şeker' sloganıyla yola çıkmış.
1908'de çağdaş anlamda bir sanayi yok.
Yarı sömürge olmanın en açık belirtisi Duyun-u Umumiye idi.
Bu dönem "eksik kalmış bir burjuva demokratik devrimi" veya "ulusal kapitalizm doğrultusunda atılan ilk ve çekingen adımlar" dönemidir.
1908-1913 İttihatçıların tam olarak iktidarda olamadıkları
1913-1918 İttihatçıların tam olarak iktidarda oldukları
1919-1922 İstanbul'da emperyalistler ile uzlaşmacılar, Anadolu'da ise Kemalist devrimciler iktidardadır.
Bu dönem savaş ve isyanlarla doludur.
Türk burjuvazisi çok cılız. Bir Osmanlı burjuvazisi var ama daha çok ticaret ağırlıklı bir burjuvazi bu. Ve komprador, gayrimüslim ahaliden. Buna karşın Müslüman Türk burjuvazi esnaf nitelikli (KOBİ) zayıf, dağınık, güçsüz ve birincilere bağımlı.
Beynelmilel burjuva yaklaşımının temsilcileri Sakızlı Ohannes Paşa ile M. Cavit Bey'dir.
Ohannes Paşa 1881'de Mebâdi-i İlm-i Servet-i Milel, Cavit Bey ise 1900'de İlm-i İktisad kitaplarını yayımlamış. Devlet müdahalesine ve korumaya karşı çıkıyorlar, liberal iktisat politikalarını savunuyorlar.
Buna karşı bir milli iktisat ekolü de var: Ahmet Mithat, Musa Akyiğitzade (Alman tarihçi ekolünden etkilenme ve sanayileşmeyi savunuyorlar).
Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Tekin Alp de bunları savunuyor. Yerli ve milli bir burjuvazi yaratılması gerektiğini düşünüyorlar.
Savaş koşulları, İstanbul, İzmir, Selanik'in diğer bölgelerle irtibatının zayıf olması, İstanbul'un beslenme ve buğday sorunu. Hububat deposu Anadolu'dan İstanbul'a buğday nakletmek, New York'tan ithal etmekten %75 daha pahalı. Bu nedenle İstanbul hububat tüketimini Avrupa ve Amerika menşeli unlardan sağlıyor, ancak savaş koşulları nedeniyle İstanbul ve Anadolu arasında mecburi bir bütünleşme meydana gelmiş. İstanbul'a hububat nakli en karlı işlerden olmuş.
Bu dönemde sanayi teşvik kanunu çıkarılmış, kapitülasyonlar tek taraflı olarak kaldırılmış.
Bu dönemde ücretler aşınmış, en mağdur olan kesim köylüler olmuştur. En karlı çıkanlar ise Müslüman ticaret burjuvazisi.
1923-1929 Açık ekonomi koşullarında yeniden inşa.
Bu dönem bir önceki dönemin devamı gibidir.
İş Bankası'nın kurulması ve işleyiş tarzı önemlidir. 'Aferistler' (affairiste).
İzmir İktisat Kongresi. Yabancı sermayeye davetkar bir yaklaşım. (1923/Şubat/İzmir).
Lozan Antlaşması da bu dönemde yapılmış. Kapitülasyonların kaldırılması başarı ama emperyalizme ödünler veren bir antlaşma. Osmanlı borçlarının yaklaşık 2/3'ü (~ 85 m. altın liralık bölüm) üstlenilmiş. Ödemeler 1929'a kadar ertelenmiş. İthalat ve ihracat yasakları kaldırılıyor, yenilerinin konmaması sağlanıyor, gümrük tarifeleri ise 5 yıl süreyle donduruluyor. İthal mallara yerli mallardan daha fazla/farklı vergi konması önleniyor.
İzmir İktisat Kongresi: Millî Mücadele sırasında Ankara ile sağlıklı bağlar kuramayan İstanbul ve İzmir Türk-Müslüman sermaye çevrelerinin siyasi iktidarla kaynaşmalarında önemli bir adım.
Başkan: Kazım Karabekir Paşa. Konuşmacı: Gazi Mustafa Kemal. Kongrede milli iktisat anlayışı hakim.
Bu dönemde demiryolları devletleştirilmiş. Kabotaj hakkı yabancı sermayeye yasaklanmış (1926). Tütün Rejisi 1925'te devletleştirildi. Aşar kaldırıldı (1925). Tarım kesimi için önemli.
Şeker Fabrikasının kurulması, 1927'de Sanayii Teşvik Kanunu. 1929'da Osmanlı borçlarının 15 milyonluk ilk taksidi ödenmiş. Bu ödeme önemli bir sıkıntı yaratmış.
Bu dönemde tarımsal üretim hızla artmış. Sanayinin gelişme hızı da % 10.2 seviyesinde. İyi, ancak anlamlı bir sanayileşme süreci olmamış.
Gelir dağılımı açısından, aşarın kaldırılması önemli. Dolaylı vergiler (şeker, gazyağı) yükseltildi. Bu durum kentli emekçi tüketici sınıflardan tarım kesimine kaynak aktarımı olarak görülebilir.
Bu dönemde milli gelirdeki hızlı reel artışlardan bütün sosyal sınıflar yararlanmış.
1930-1939 Korumacı-Devletçi Sanayileşme
Korumacılık ve devletçilik hakim. Bu 1908'den beri süregelen iktisat politikalarından bir kopuştur, ama bu kopuş devrimci bir nitelik taşımaz. Esas olan yine kapitalist bir gelişme modelidir ama devlet eliyle kapitalist bir gelişme sağlanmak istenmektedir.
Azgelişmiş ülkeler için bu dönem (zorunlu olarak) sanayileşme yönünde çalışmaların ortaya çıktığı bir dönem olmuştur.
Bu dönemde çiftçi nüfusun hayat şartları zorlaşmıştır. Buğday fiyatları 1929-1932 arasında % 68 düşmüştür.
Serbest Fırka'nın zuhuru da aynı dönemdedir.
Sıkıntılar nedeniyle İş Bankası çevreleri devreye girmiş, İktisat Vekili Mustafa Şeref'in istifasını ve Celal Bayar'ın İktisat Vekili olmasını sağlamışlar. (İsmet Paşa'nın muhalefetine rağmen G. Mustafa Kemal'i ikna etmişler).
Yeni vekil çok sert ve sivri düzenlemeleri törpülemiş. 1930 yılında TCMB kurulmuş. Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu çıkarılmış. Yabancı sermayeye karşı tavır daha negatif hale gelmiş. İç ticaret ve piyasalar üzerinde önemli müdahaleler ve denetimler artmış.
Faiz hadlerini hükümet tayin ediyor. Tarım dışındaki alanlarda asli yatırımcı devlet olmuş. 1934 yılında I. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmış.
Bu dönemde büyüme: 1930-1932=> Daralma; 1933-1939 => %8.3; 1930-1939=> %5.6, dolayısıyla 1923-1929 arasındaki %10.3'lük büyümenin gerisinde. Bununla birlikte dünyanın bunalımda olduğu bir dönemde %6'ya yakın bir oran başarı sayılabilir.
Sanayide oldukça iyi büyüme: %11.4. Cumhuriyet döneminde bundan büyük büyüme yok sanayi sektörü için. Tarımın büyümesi ise %4.1.
1940-1945 Bir kesinti: II. Dünya Savaşı
Savaş döneminde Refik Saydam ve Şükrü Saraçoğlu Başbakan. Her ikisi de azalan üretim, ithalat koşullarındaki darlıklar, önlenemeyen enflasyon karşısında halk yığınlarını rahatlatmak, büyük şehirlerin beslenmesi, ısınması, giyimi gibi temel meselelerle uğraşmışlar. Üretimi artırmak ve enflasyonu düşürmek mümkün olmamış, sonuçlarını hafifletmeye çalışmışlar. 1940 Milli Koruma Kanunu. Hükümete geniş yetki veren bir kanun: Ücretli iş yükümlülüğü, çalışma süresinin uzatılması, ücret sınırlaması vs. + işletmelere el koyma, azami ve asgari fiyatları belirleme, temel malların vesikayla verilmesi vb. yetkiler.
Refik Saydam'ın vefatından sonra Şükrü Saraçoğlu biraz yumuşatmaya çalışmış. Özellikle 1942-1943 yıllarında fiyatlar çok arttı (buğday %200, %120; genel fiyat düzeyi %90 ve %75).
Karaborsacılık almış yürümüş. Buna karşı 2 vergi getirildi. Varlık Vergisi ve Toprak Mahsulleri Vergisi. Varlık Vergisi çoğunlukla gayrimüslimlere uygulandı. Toprak Mahsulleri Vergisi ise %10 oranıyla aşarın geri gelişini hatırlattı. 1940-1945 arası küçülme yılları. Milli hasıla %6, tarımsal hasıla %7.1, sınai üretim ise %5.5 küçülmüştür.
1940'ta Köy Enstitüleri kuruldu.
1945'te Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çıkartıldı.
1946-1953 Dünya ekonomisi ile eklemlenme denemesi
Siyasi açıdan yeni bir dönem. 1946'da solcu partiler ve sosyalist hareket yasal siyasetin dışına itildi.
7.9.1946'da devalüasyon: 1 $= 1.28 TL'den 2.80 TL'na yükseldi.
1947'de Türk Kalkınma Planı hazırlandı.
1948 Türkiye İktisat Kongresi yapıldı.
Korumanın kaldırıldığı, liberalizasyonun önünün açıldığı, dış yardım arama çabalarının yoğunlaştığı, ABD ile yakınlaşmanın başladığı (1946 Missouri zırhlısı), uluslararası ekonomik sisteme entegrasyon çabaları, IMF, Dünya Bankası ve NATO üyelikleri.
Hızlı bir büyüme: %10.2
Bu dönemde tüm sosyal grupların mutlak durumlarının ve hayat şartlarının düzeldiği, reel gelirlerin arttığı, özellikle ticaret sermayesinin milli gelirden aldığı payın arttığı bir dönem.
1954-1961 Tıkanma ve Yeniden Uyum
Devlet işletmelerinin özel sektöre devri sloganıyla iktidara gelen DP, kamu yatırımlarını artırmak zorunda kalmıştır. DP'nin 'kalkınmacı' bir felsefeye bağlılık dışında belli bir iktisadi anlayışı olmayan DP yeni bir karma ekonomi anlayışı getirdi.
1954'te dış ticaret rejimindeki serbesti kaldırıldı. Sebep: Giderek büyüyen dış açık ve dış yardım bulmakta karşılaşılan güçlükler idi. Bu dönemde IMF'nin baskısı var. DP IMF'ye uzun süre direndi. IMF tarafından talep edilen devalüasyon, deflasyonist önlemler ve dış ticarette liberasyona direndi, onun yerine Milli Koruma Kanununu yeniden yürürlüğe koydu. Böylece fiyat ve piyasa kontrolü yapmayı, bir yandan ithalat ikameci yatırımlar, öte yandan köylüye dönük popülist politikaların sürüklediği genişleyici ve enflasyonist politikalarda ısrar etmiştir.
4.8.1958 devalüasyonu: $, TL karşısında 2.2 oranında değerlendi. 4 Ağustos kararlarında, dış ticaret kontrollerinin sınırlı ölçüde kaldırılması, Milli Koruma Kanununun uygulanmasının durdurulması, kamu işletmeleri ürünlerine zam yapılması ve bütçe açıklarının sınırlanması vb. hususlar vardı. Karşılığında ABD 600 m $'lık borcun erteleniyor ve 359 m $'lık yeni kredi imkanı sunuluyordu.
Bu dönem Milli Gelir hızının düşük, ortalama büyümenin ise %4.4 olduğu bir dönem oldu.
1962-1976 İçe Dönük Dışa Bağımlı Gelişme
1977-1979 Yeni Bunalım
1962'den itibaren 3 adet 5 Yıllık Plan yapıldı.
Kentli ve taşralı burjuvazinin ulaştığı gelir düzeyi, tüketim tercihlerini değiştirmeyi gerekli kılıyordu. Dünyada o dönemde "dayanıklı tüketim malları" eğilimleri yaygınlaşmaya başlamıştı. Bunların ülke içinde üretilmesi, dolayısıyla, çoğunlukla da yabancı ortaklıklarla montaj sanayilerinin kurulması yoluna gidildi. Bu çalışmalar dışa bağımlılığı, ithalata bağımlılığı artırmıştır.
Bu dönemde yüksek bir büyüme oldu. Temel sebep, Türk işçilerinin gönderdiği dövizler nedeniyle, dış kaynak enjeksiyonudur.
Bu dönem aynı zamanda popülist politikaların ağırlıkta olduğu bir dönemdir.
İthal ikamesi sanayileşme.
İyi bir sigorta sistemi kurulmuştur. Bu, işçi sınıfı için önemli bir güvencedir.
Kırsal kesim desteklenmiştir.
3 kalkınma planından sadece birincisi farklıdır.
1968'den sonra IMF baskısı artmıştır. 10.08.1970'te devalüasyon olmuş ve 1 $ 9 TL'den 15 TL'ye yükselmiştir.
Ortalama büyüme hızı % 6.8 olmuştur.
1963-1980 arası sanayinin en hızlı gelişen alt kesimlerinin dayanıklı tüketim malları ile ara mallar olduğu anlaşılmaktadır.
Bu dönemde bankalar mevduata enflasyon altında krediye ise enflasyonun oranında faiz uygulamış, bu da özel sanayi ve ticaretin gelişmesine olumlu katkıda bulunmuştur.
1973'ten sonra emek-sermaye mücadelesi sertleşmiştir.
1977'de dış ticaret göstergeleri şiddetle bozulmuştur. Ecevit hükümeti iş başına gelmiş ve IMF'nin zorlaması ve direnci gündeme gelmiştir. Sonuçta kuyruklar oluşmuştur.
$ değeri 1977 sonu (Demirel) 17.50'den 19.25 TL'na,
1978 Şubat (Ecevit) 25.00 TL'na,
1979 Haziran 47.00 TL'na yükselmiştir.
1980-1988 Sermayenin Karşı Saldırısı
24 Ocak kararları alındı. T. Özal tarafından hazırlanan raporda, bu derece yüksek ücretlerle ülkenin ihracat yapamayacağı, ekonominin batacağı bu nedenle de ücretlerin disiplin altına alınması gerektiği belirtiliyordu.
Bu neo-liberal bir programdı. Tipik bir IMF programı: Devalüasyon, KİT zamları ve fiyat kontrollerinin kaldırılması, libere edilen ithalat rejimi. Pahalı döviz, ucuz kredi ve vergi iadesi gibi teşvik ve sübvansiyonlarla desteklenen ihracatın öne çıkartılması. Fiyat kontrollerinin kaldırılması, sübvansiyonların kaldırılması, iç talebin daraltılmasına dönük makroekonomik politikalar.
İşgücü piyasasının ekonomi dışı yöntemlerle (askeri veya zecri) disiplin altına alınması, sendikal faaliyetlerin askıya alınması, grev yasağı, ücretlerin Yüksek Hakem Kurulu tarafından belirlenmesi.
Finansal sistemde serbestleşme: 1980 Temmuz'unda mevduat ve kredi faizlerinin serbest bırakılması, faiz yarışı ve Bankerler olayı ile sonuçlandı. 1982'de çöküş yaşandı. Özal hükümetten ayrıldı.
1984-1988 ANAP'lı yıllar. Hızlı kentleşme, Tapu tahsis belgeleri, imar afları, imar izinleri, FAK-FUK-FON (Fakir Fukara Fonu)'nun uygulamaları vs. Popülizmin ağırlıkta olduğu bir dönem. İç talep genişlemesi, ithalatta liberasyon, tüketim toplumuna dönüşme, bolluk duygusu.
1986 İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası)'nın kurulması.
1980-1988 döneminde ortalama büyüme %4.9 oldu.
Bu dönemde emek gelirlerinin safi hasıla içindeki payı düşmüştür, ancak, ticari ve mali sermaye ile rantiyeler sanayicilere göre daha avantajlı hale gelmiştir. Yolsuzlukların arttığı bir dönem olmuştur.
1989-1997 Finans Kapitale Teslimiyet ve Popülizme Aksak Dönüş
1980'lerde ABD'de Reagan, İngiltere'de Thatcher, Türkiye'de de Özal iktidara geldi. Neo-liberal politikalar. 1980 sonrası dünya ekonomisinde 3 çevrim: 1980-1988; 1989-1997; 1997-2007.
Türkiye 1994, Meksika 1995 krizlerini yaşadı.
Siyasi yasakların kalkması ve 1989 sonrası işçi hareketlerindeki gelişmeler sonucu popülizm geri döndü. Dönem muhtelif koalisyonlarla yönetildi.
1989: Sermaye hareketlerindeki kısıtlar kaldırıldı.
1995: Gümrük Birliği
1989 işçi hareketi açısından önemli. Kamu sektöründe işçilere %142 zam verildi. 1989 sonrası kamu açıkları hızla arttı.
1994: Net Aktif Vergisi, Ekonomik Denge Vergisi getirildi.
Bu dönemde ortalama büyüme %4.3.
Çiller'in iç borçlanma faizlerini zorlayarak aşağı çekme girişiminin tetiklediği yabancı sermaye çıkışları 1994 krizine yol açtı. Ekonomi % 6.1 daraldı. Finansal sistemin çökmesi, yıl sonuna doğru çok yüksek faizli hazine bonolarının ihracıyla frenlendi. Sonuçta devlete borç veren bankalar ve rantiyeler %100'ü aşan enflasyon ortamında, reel olarak %20'nin üzerinde getiri elde ettiler.
1998-2009 Kesintisiz IMF gözetimi ve Krizler
Ecevit ve Erdoğan hükümetleri arasında önemli benzerlikler bulunmaktadır.
2003-2005 yıllarında IMF ile standby anlaşması devam ettirildi. 2005'te ise yeni bir anlaşma imzalandı.
Bu dönemde ortalama büyüme %3.6'dır.
Sonuç: Bazı Ana Çizgiler
1908-2009 Türkiye'de kapitalizmin geliştiği yıllardır.
Cumhuriyet dönemi boyunca (86 yıl) ortalama büyüme oranı % 4.9 (~5) oldu.
1924-1929 % 8.6
1930-1939 % 5.8
DP dönemi % 5.9
1962-1979 % 6.5
1998-2009 % 4.0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder