İlginç bir toplumuz. Sokaktaki insanımız da üniversitedeki hocamız da benzer şekilde düşünüyor: Başımıza gelen bütün kötülüklerin kaynağı hep dışımızdakiler. Dönüp kendimize bakma, bir özeleştiri yapma alışkanlığımız yok. Varsa yoksa dışımızdakiler.
Bütün dünya oturmuş, bizi nasıl böleceklerini, parçalayacaklarını, yükselişimizi nasıl önleyeceklerini düşünüyor, bu konuda planlar yapıyor. Dünyanın merkezinde biz varız. Herkesin tek derdi biziz.
Bun anlayışın bir yansıması da ilim dünyasında, özellikle İslam ilimleriyle uğraşanlar arasında yaygın. Buna göre başımıza gelen bütün kötülüklerin kaynağı oryantalizm ve oryantalistler, yani Doğu ve İslam üzerine araştırma yapan Batılı ilim adamları.
Elhak, bu anlayış çok yeni de sayılmaz ama, son dönemlerde iyice yaygınlaştı. Sokaktaki insana sorsanız o da sorumlu olarak oryantalistleri gösteriyor; bir tane kitabı bile baştan sona okumuş değil, oryantalist çalışmalardan zaten habersiz.
Eskiler müsteşrik derlerdi. Onlara göre de her şeyin sorumlusu müsteşriklerdi.
Oysa ortada doğru dürüst tercümeleri bile yok müsteşriklerin yazdığı kitapların. Tercüme edilenler de denizde bir katre.
Derdim oryantalizmi ve oryantalistleri temize çıkarmak değil elbet.
Cemil Meriç oryantalizmi sömürgeciliğin keşif kolu diye nitelemişti. Üstat haksız sayılmaz, ancak tüm oryantalist çalışmaları tek bir kefeye koyup şeytanlaştırmak da doğru değil. Hele asıl sorunlarımızın üstünü örtmek için böyle sloganların, basmakalıp düşüncelerin arkasına sığınmamız hiç doğru olmaz.
İçlerinde tabii olarak kötü niyetliler de olabilir, ancak sırf öğrenme, anlama, keşfetme saikiyle hareket edenleri de görmezden gelemeyiz.
İslam hakkında araştırma yapanların illa Müslüman olmaları gerekmiyor. Oysa bizde böyle bir anlayış var. Zira Müslüman olmayanların İslam'ı anlayamayacaklarını düşünüyoruz. İslam evrensel bir din ise, muhatabı tüm insanlık ise neden tüm insanlar anlayamasın ki?
İslam konusunda karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyacımız yok mu? Gayrimüslim ilim adamlarının bu konuda yapacakları/yaptıkları çalışmalar bizim için yararlı olmaz mı? Ayrıca dışarıdan bir bakışa ihtiyacımız yok mu? Bizim göremediğimiz bazı şeyleri onların görmesi, anlaması, kendi toplumsal tecrübeleri ve birikimleri doğrultusunda yeni açılımlar getirmeleri mümkün değil mi? Pekâlâ mümkün.
Nitekim Batıda ortaya konulan çalışmalara bakıldığında çok önemli, çok kaliteli ve ufuk açıcı eserlerin olduğunu görüyoruz.
Önemli olan şu: İslam ve Kur'an konusunda dünyanın neresinde olursa olsun yapılan tüm çalışmaları yakından inceleyip, doğrusunu ortaya koymamız ve hatta onlardan daha iyi eserler üretmemiz gerekir. Batıda yapılan çalışmalar konusunda enstitüler kurulmalı ve bunlar ilmi açıdan izlenmeli, toplanmalı ve kritik edilmelidir.
Tüm oryantalist çalışmaları adam akıllı bir eleştiri süzgecinden geçirmeliyiz, ona şüphe yok, ama önce ne yazdıklarını okumak, anlamak zorundayız. Hiç okumadan, anlamadan suçlamak, önyargıyla yaklaşmak doğru değil kanımca.
Bırakın okumayı, anlamayı, İslam üzerine çalışmalarını, yüksek lisans veya doktoralarını Batı üniversitelerinde yapanları dahi toptan suçlayanlar, neredeyse hain olarak damgalayanlar var.
Öncelikle Batı ve oryantalizm konusundaki korkuyu üzerimizden atmalıyız. Korkacak bir şeyimiz yok. Batıda üretilmiş olan eserleri okuyacak, anlayacak, tahlil edecek, eleştirecek aklımız ve ferasetimiz var. Okuduk diye dinden çıkacak da değiliz.
Başımıza gelen kötülükleri, içinde bulunduğumuz olumsuzlukları anlamak için dışımızdakileri suçlamak yerine dönüp kendimize bakmamız gerekmez mi artık?
Kanaatimce bir an önce özeleştiri yapmamız gerekiyor. Suçlu da sorumlu da başkaları değil, biziz. Çözümü de yine başkaları değil, biz ortaya koyacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder