Son dönemlerde erkek egemen söylem konusunda çoğunlukla kadınlardan itirazlar geliyor.
Erkek egemen söylem hayatın her
alanına hakim durumda, dini söylem de bunun dışında değil.
Birkaç gün önce dinlediğim bir
online konferansta, ilahiyatçı bir kadın hocamız, “Matürüdi’de Kadın”
konulu bir sunum yaptı. Hocamız aslında başka bir konuda çalışıyormuş, ancak
her nasılsa Matüridi’nin kadın konusunu nasıl ele aldığını merak etmiş.
Anladığım kadarıyla gelenekçi
dini söylemin kadın konusunda söylediklerini yeterli bulmayan, hatta bu
söylemden rahatsızlık duyan, bununla birlikte şu veya bu sebeple geleneksel anlayışın dışında denilebilecek görüşlere de yaklaşamayan veya öyle görülmekten çekinen
ancak yine de geleneksel söylemin içinde kalarak daha iyi bir cevap bulabilme
ümidiyle hareket eden pek çok kişi gibi bu kadın hocamız da bir ümitle
Matüridi’ye sarılma ihtiyacı duymuş.
Ne de olsa aklı önceleyen ya da akıl-nakil tartışmasında daha dengeli bir tutum takınmış olan Matüridi’de erkek egemen söyleme aykırı ve kendi gönlünü ve hatta tüm kadınlarımızın gönlünü hoş edecek birtakım sözler, ifadeler, değerlendirmeler bulabileceğini düşünmüş hocamız.
Ne yazık ki aradığı cümleleri tam
olarak bulamamış. Geleneksel söylemden farklı yorumlanabilecek bazı sözlere,
ifadelere rastlamışsa da derde deva kabilinden çarpıcı çıkışlar, geleneksel
söylemi alt üst edecek yaklaşımlar görememiş.
Aradığını bulamadığı gibi, üstelik
Matüridi’nin kadınları ‘aklı kıt varlıklar’ olarak gördüğüne de şahit
olmuş. (Bu cümleleri okuduğunda hocamızın tavrı ne oldu acaba çok merak
ediyorum. Elindeki kitabı kaldırıp attı mı yoksa saçını başını mı yoldu ya da
en azından uğradığı bu hüsranla oturup bir güzel ağladı mı acaba?).
Ayrıca Matüridi’nin miras, kadının
şahitliği vb. ahkama ait konularda geleneksel anlayışları aynen koruduğunu
görmüş.
Hocamız bütün bunları tespit
ettikten sonra, böyle olmasının doğal olduğunu, daha fazlasını beklemenin
mümkün olamayacağını söylüyor.
Yani ilahiyatçı hocamız aslında geleneğe
köklü bir eleştiri getirmekten çekiniyor. Korkuyor ve bu nedenle de yüksek
sesle itiraz edemiyor geleneğe ve geleneksel söyleme.
Hiç değilse, kadını aklı kıt olarak
gören Matüridiye, ‘karısına baksa, bunun böyle olmadığını, karşısında gayet
akıllı bir varlığın olduğunu görebilirdi’ diyemez miydi?
Hocamız, kadın konusu dışındaki
geleneksel hükümler söz konusu olduğunda, bunların bugün nasıl anlaşılması
gerektiği konusunda kafa yorulduğunu, oysa kadın söz konusu olduğunda hemen 1400
yıl önceki geleneksel söyleme dönüldüğünü ve o konuda bir güncelleme ihtiyacı
duyulmadığını söyleyerek sitemde bulunuyor.
Hocama şunu söylemek isterim: Hocam!
Siz kadınlar gür sesle itiraz etmediğiniz sürece, bu erkek egemen söylem devam
edecektir. Bence korkmayın, itiraz edin.
İtiraz edin çünkü yeni bir dini
söyleme ihtiyacımız var. Sadece siz kadınların değil, hepimizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder