09 Ocak, 2020

Şirazlı Türk Güzeli

İnternette son zamanlarda dolaşan kısa bir İran filmi var. Bir buçuk dakikalık bu film ödül de kazanmış. Ne söylediğini anlamasanız da filmi izlediğinizde mesajı anlayabiliyorsunuz. Bazen mesajı anlamak için dil bilmek bile gerekmiyor. Tıpkı Gönül Yarası'nda  Dünya’nın “bu türküyü anlamak için Kütçe bilmek mi gerekir ağabey?” demesi gibi. 

Film kısaca şöyle: 

Yaşlı bir adam ve eşi yoğun bir trafikte arabada gidiyorlar. Kadının kucağında çiçek var. Belli ki adam eşine çiçek vermiş. Adam bu arada kadına bir şeyler söylüyor. Şiir gibi bir şey. Kadın adamı ikaz eden bir şeyler söylüyor. Adam arabayı durduruyor ve o söylediklerini tekrarlamaya çalışıyor. O arada yandaki arabada tartışan iki genç (muhtemelen karı koca) dikkatlerini çekiyor. Yine bu arada bir çocuk gelip adamdan bir şeyler istiyor. Adam da veriyor. Sonra çocuğu çağırıp eşinin kucağındaki çiçeği yandaki arabada tartışan çifte vermesini istiyor. Çocuk da çiçeği alıp tartışmakta olan çifte veriyor. Yaşlı adam ve tartışmakta olan adam göz göze geliyorlar. Tartışan çift mesajı almış oluyor. 

01 Ocak, 2020

Hüzün ve Coşku

1 Ocak 2020 İstanbul

Yazacak ne çok şey var. 

Bu aslında bir hüznün hikayesi. Acının, yenilginin. Dert ve ızdırabın. 
Nerden başlamalı bilmiyorum.
Anlayan birisi çıkar mı Allah bilir. Bir işe yarar mı ondan da kuşkuluyum. Yıllar sonra belki biri okur ve kendi hayatıyla bir paralellik kurar. İşte bu benim hikayem, bizim hikayemiz diyebilir. Bilmiyorum.

Bir anlamda bu bir coşkunun da hikayesi. Müthiş hazların, sevinçlerin, mutlulukların.