Resullullah (a.s.)’ın Medine’deki yaklaşık on yıllık mücadelesi içinde uğraştığı sorunlardan birisi de bedevileri medenileştirme meselesidir.
Medine şehir demektir, medeni
de şehirli anlamına gelir. Yani medeniyetin temelinde de şehir ve
şehirli vardır.
Batı literatüründe de medeniyet karşılığında
kullanılan ‘civilization’ kelimesi de ‘civil’ ve ‘citizen’
kelimeleriyle ilişkilendirilir. Yani kökeninde şehir/kent ve kentli vardır
medeniyetin.
Medeniyet ancak şehirlerde doğup gelişebilir. Köylü
toplumunun ve bedevi toplumun, orada kaldığı müddetçe ve o zihin yapısıyla bir
medeniyet ortaya koyabilmesi mümkün görünmemektedir.
Bedevi oturmasını kalkmasını bilmeyen, adabı muaşereti önemsemeyen, kuralları tanımayan ve önemsemeyen, insan ilişkilerinde kaba, konuşması, yemesi, içmesi çirkin kişi demektir.
Bedeviler bu nitelikleriyle Resulullah (a.s)’ın başını
epeyce ağrıtmışa benziyor:
Buna mukabil şehirli insan, ilişkilerinde ölçülü,
saygılı, kuralları önemseyen, oturmasını, kalkmasını, yemesini, içmesini bilen,
nazik ve kibar kişidir.
İslam esas itibariyle şehirlerde doğmuş ve gelişmiş,
tabir caizse “şehirli” bir dindir.
Montgomery Watt Kur’an’a Giriş adlı eserinde bu
konuya değinir ve "İslam daima, birinci planda ve çoğunlukla şehirlilerin dini olagelmiş ve çiftçilerin veya göçebelerin [bedevilerin] özel ihtiyaçlarına pek kulak asmamıştır" demektedir. [1] Watt'ın yargısının özellikle ikinci bölümü tartışmaya açık olmakla birlikte, İslam ile şehir (medine) bağlantısı açıktır. Kuşkusuz İslam şehir ve şehirle bağlantılı sorunlara odaklanmış, tarım ve bedevilik arka planda kalmıştır denilebilir.
Bununla birlikte, Resulullah'ın esas çabası, bedevileri şehir kültürüyle eğitmek yönünde olmuştur.
Ne yazıktır ki Resulullah (a.s.)’ın bu çabaları
bedeviliği tümüyle ortadan kaldırabilmiş değildir. Bir zihniyet olarak
bedevilik hep varolagelmiştir. İşin daha da kötüsü zaman zaman bedevilik
‘İslami’ bir kılıfa büründürülerek yeniden karşımıza çıkartılmıştır.
Bugün İslam toplumları içinde yaşanmakta olan mücadelenin temelinde de bu bedevilik/medenilik meselesi yatmaktadır.
[1]
Watt, W. Montgomery, Kur’an’a Giriş, (trc. Süleyman Kalkan), Ankara
Okulu Yayınları, Ankara, 1998, s. 17.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder