05 Mart, 2019

Batıda Kur'an Çalışmaları- Sale'in Kur'an tercümesi




İngilizcedeki Kur’an tercümelerinin en eskilerinden birisi George Sale (1697-1736) tarafından 1734 yılında (ölümünden iki yıl önce) 4 cilt halinde yayınlanmıştır: The Korân Translated into English from the original Arabic (Kur’an:Arapça aslından İngilizceye tercüme edilmiştir).

Bu tercümenin daha sonraki baskılarından birisine Sir Edward Denison Ross[1] tarafından bir önsöz yazılmış, bu önsözde Batı’daki Kur’an tercümeleri ve özellikle de Sale’in çalışması konusunda önemli bilgilere yer verilmiştir.

Ross’un verdiği bilgilere göre Avrupalıların Kur’an’la tanışmaları Haçlı Seferleri vesilesiyle olmuştur. Clugny Baş Rahibi Peter Venerabilis’in girişimiyle 1143 yılında Retinalı Robert ile Dalmaçyalı Hermann tarafından Latince bir Kur’an çevirisi yapılmış, bu çeviri 1543 yılında (İstanbul’un fethinden yaklaşık bir asır sonra) Basel’de yayınlanmıştır.

17. ve 18. yüzyıllarda Latince ve Fransızca muhtelif tercümeler yapılmış, bunlardan André du Ryer tarafından yapılan Fransızca Kur’an tercümesi[2] Alexander Ross[3] tarafından 1649 tarihinde İngilizceye çevrilmiştir. Bununla birlikte Luigi Marracci tarafından 1698 tarihinde Padua’da basılan Kur’an tercümesi açık ara en önemli çalışmadır.

Yukarıda belirtildiği üzere Sale’in Kur’an tercümesinin ilk baskısı 1734’te, daha sonraki baskıları ise 1764, 1825 ve 1877 yıllarında yapılmıştır.

Sale’in çalışması uzun süre bu alandaki en önemli çalışma olarak görülmüş ve aşılamamıştır. Ayrıca tercümenin başlangıcında yer verdiği uzun bir giriş yazısı (Preliminary Discourse) İslam akidesi, ibadetleri, kurumları vb. hakkında o zamana kadar (ve uzunca bir süre) Avrupa dillerinde mevcut olan en kapsamlı çalışmalardan birisi olarak değerlendirilmiştir.

Sözkonusu giriş yazısı hakkında Elwood Morris Wherry[4] şu değerlendirmede bulunmaktadır: “Bu çalışma yapıldığı tarih itibariyle oldukça önemli olmakla birlikte, son dönemlerde (muhtemelen 19. Asrın sonlarını kast ediyor) kadim Arap tarihi konusunda yapılan araştırmalar, yazının başlangıç bölümlerindeki bazı ifadeleri geçersiz hale getirmiştir.”

Ross’un takdim yazısındaki şu değerlendirmesi oldukça ilginçtir: Yüzyıllar boyunca Avrupalıların İslam’a ilişkin anlayışları büyük ölçüde fanatik Hristiyanların yalan-yanlış bilgilerine dayanıyordu. İslamiyet’le ilgili olarak iyi olan ne varsa göz ardı edilmiş, Avrupalılara göre iyi olmayan ne varsa bunlar da abartılmış veya yanlış yorumlanmıştır.

Şu unutulmamalıdır ki, Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği temel doktrin Allah’ın birliğidir. İslamiyet’in yayılmasının gerisindeki ana faktör, savaşçıların kılıçlarından ziyade akidedeki bu sadeliktir.

Sale’in atıfta bulunduğu kaynakların ne ölçüde Arap müfessirlerce kullanılan birinci el kaynaklar olduğunu söylemek zordur, ancak atıfta bulunulan kaynaklara göz atıldığında bunların pek de orijinal kaynaklar olmadığı kanaatine varılmaktadır.

Sale el yazma eserler konusunda kütüphanelere erişme imkanının olmadığını, Beyzavi tefsiri hariç, kendi elinde bulunan el yazmalara başvurduğunu ifade etmektedir.

Sale’in elinde olduğunu söylediği elyazmalarının neler olduğu konusunda birinci elden bilgilere sahibiz, zira vasiyetnamesiyle görevli memur “müteveffa George Sale’in kütüphanesindeki Türkçe, Arapça ve Farsça el yazmaları...” şeklinde bir döküm yapmıştır. Bu eserler bilahare Oxfordlu Thomas Hunt tarafından Radcliffe kütüphanesi için satın alınmıştır ve şu anda da Bodleian kütüphanesinde bulunmaktadır.

Bu listenin bir nüshası British Museum’da mevcuttur. 86 eserin yer aldığı liste Türkçe ve Farsça eserler açısından zengindir. En dikkat çekici husus ise listede Arapça eserlerin çok az yer tutması, Sale’in tercümesinin hemen her sayfasında atıfta bulunduğu tefsirlerin ise hiç birisinin listede yer almamasıdır.

Bu nedenledir ki şöyle bir sonuca vardım: Beyzavi hariç, Sale’in kaynaklarının tamamı ikinci el kaynaklardır. Marrracci’nin çalışmasına bakıldığı zaman bu konu çok net olarak görülecektir.

Sale Marracci’nin çalışması konusunda şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “Marracci’nin çalışması genel olarak çok iyidir, ancak metne bağlı olması nedeniyle, İslam’ı bilmeyenlerce okunması ve anlaşılması zordur. Notları oldukça önemlidir, ancak kitabının hacmini epeyce büyütmüş olan “reddiye bölümleri” ise yetersiz ve bazen de ilgisiz açıklamalardır. Yine de tüm kusurlarına rağmen oldukça değerlidir, bu kitaba çok şey borçlu olduğumu söylemezsem kadirşinaslık etmemiş olurum. Eserin Latince olması, bu dili bilmeyen pek çok kişinin çalışmadan yararlanmasını engellemektedir.”

Ross’a göre “Marracci öylesine önemli bir iş başarmıştır ki, Sale’in çalışması sadece Latince bilgisiyle bile meydana getirilebilirdi denilebilir. Özellikle de Arap yazarlardan yaptığı iktibaslar açısından çok iyi bir çalışmadır. Sale’in Arapça bilmediğini ima ediyor değilim, ancak onun eserinin mevcut haliyle böyle bir düşünceye yol açabileceği kanaatini taşıyorum. Ben Sale’in Marracci’ye söylediğinden çok daha fazla şey borçlu olduğuna inanıyorum.”

Marracci Kur’an’ın Arapça metninin tamamını vermekle kalmamış, Arap yazarlardan yaptığı iktibasların da Arapça metinlerini ve Latince tercümelerini vermiştir. Gerçekten esaslı bir ilmi çalışma. Bununla birlikte eser hak ettiği ilgiyi görememiştir.

Marracci’nin Arapçayı nasıl öğrendiğini bilmiyoruz. Voltaire onun Şark’a gitmediğini söylemektedir. 1698’de Padua’da yayınlanan eseri Kutsal Roma İmparatoru Leopold I’e ithaf edilmiştir.

Marracci eserinin girişi mahiyetinde Prodromus adını verdiği bir cilt yayınlamış, bu ciltte Hz. Muhammed ve İslam dini hakkında o dönemde bilinen her şeyi dercetmiştir.

Voltaire Dictionnaire Philosophique adlı eserinde Sale’in 20 yıl Araplarla birlikte yaşadığını yazmaktadır, ancak bu muhtemelen bir yazım hatasıdır. Kitab-ı Mukaddes ve ilgili diğer kaynaklara yaptığı atıflara bakılacak olursa Sale İbraniceyi de iyi biliyor olmalıdır.

Sale en büyük eserinin yayınlanmasından 2 yıl sonra, kırk yaşına basmadan vefat etmiştir.





[1] Sir Edward Denison Ross 1871-1940 tarihleri arasında yaşamış olan ve Doğu dilleri konusunda uzmanlaşmış bir İngiliz şarkiyatçısı ve dil bilgini. 1940’da İstanbul’da ölmüştür. (İslam Ansiklopedisi, c. 35, s. 173-174.)
[2] André du Ryer, L’Alcoran de Mahomet
[3] Alexander Ross 1590-1654 tarihleri arasında yaşamış olan İskoç yazar. En önemli çalışması Fransızcadan yaptığı Kur’an tercümesidir. Ross Arapça bilmemektedir. Bu nedenle de bu ilk İngilizce Kur’an tercümesi iyi bir çalışma olarak görülmemiştir.
[4] Elwood Morris Wherry 1843-1927 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir misyoner. Hayatının kırk yılını Hindistan’da geçirmiştir. Sale’in tercümesi ve mukaddimesine dayanarak hazırladığı  A Comprehensive Commentary on the Qur’an Comprising Sale’s Translation and Preliminary Discourse adlı eserin sahibidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder