İngilizcedeki Kur’an tercümelerinin
en eskilerinden birisi George Sale (1697-1736) tarafından 1734 yılında
(ölümünden iki yıl önce) 4 cilt halinde yayınlanmıştır: The Korân Translated
into English from the original Arabic (Kur’an:Arapça aslından İngilizceye
tercüme edilmiştir).
Bu tercümenin daha sonraki
baskılarından birisine Sir Edward Denison Ross[1] tarafından bir önsöz yazılmış, bu
önsözde Batı’daki Kur’an tercümeleri ve özellikle de Sale’in çalışması
konusunda önemli bilgilere yer verilmiştir.
Ross’un verdiği bilgilere göre Avrupalıların
Kur’an’la tanışmaları Haçlı Seferleri vesilesiyle olmuştur. Clugny Baş Rahibi
Peter Venerabilis’in girişimiyle 1143 yılında Retinalı Robert ile Dalmaçyalı
Hermann tarafından Latince bir Kur’an çevirisi yapılmış, bu çeviri 1543 yılında
(İstanbul’un fethinden yaklaşık bir asır sonra) Basel’de yayınlanmıştır.
17. ve 18. yüzyıllarda Latince ve
Fransızca muhtelif tercümeler yapılmış, bunlardan André du Ryer tarafından
yapılan Fransızca Kur’an tercümesi[2]
Alexander Ross[3]
tarafından 1649 tarihinde İngilizceye çevrilmiştir. Bununla birlikte Luigi
Marracci tarafından 1698 tarihinde Padua’da basılan Kur’an tercümesi açık ara
en önemli çalışmadır.
Yukarıda belirtildiği üzere Sale’in
Kur’an tercümesinin ilk baskısı 1734’te, daha sonraki baskıları ise 1764, 1825
ve 1877 yıllarında yapılmıştır.
Sale’in çalışması uzun süre bu
alandaki en önemli çalışma olarak görülmüş ve aşılamamıştır. Ayrıca tercümenin
başlangıcında yer verdiği uzun bir giriş yazısı (Preliminary Discourse) İslam
akidesi, ibadetleri, kurumları vb. hakkında o zamana kadar (ve uzunca bir süre)
Avrupa dillerinde mevcut olan en kapsamlı çalışmalardan birisi olarak
değerlendirilmiştir.
Sözkonusu giriş yazısı hakkında Elwood
Morris Wherry[4]
şu değerlendirmede bulunmaktadır: “Bu çalışma yapıldığı tarih itibariyle
oldukça önemli olmakla birlikte, son dönemlerde (muhtemelen 19. Asrın sonlarını
kast ediyor) kadim Arap tarihi konusunda yapılan araştırmalar, yazının
başlangıç bölümlerindeki bazı ifadeleri geçersiz hale getirmiştir.”
Ross’un takdim yazısındaki şu
değerlendirmesi oldukça ilginçtir: Yüzyıllar boyunca Avrupalıların İslam’a
ilişkin anlayışları büyük ölçüde fanatik Hristiyanların yalan-yanlış
bilgilerine dayanıyordu. İslamiyet’le ilgili olarak iyi olan ne varsa göz ardı
edilmiş, Avrupalılara göre iyi olmayan ne varsa bunlar da abartılmış veya
yanlış yorumlanmıştır.
Şu unutulmamalıdır ki, Hz.
Muhammed’in tebliğ ettiği temel doktrin Allah’ın birliğidir. İslamiyet’in
yayılmasının gerisindeki ana faktör, savaşçıların kılıçlarından ziyade akidedeki
bu sadeliktir.
Sale’in atıfta bulunduğu kaynakların
ne ölçüde Arap müfessirlerce kullanılan birinci el kaynaklar olduğunu söylemek
zordur, ancak atıfta bulunulan kaynaklara göz atıldığında bunların pek de
orijinal kaynaklar olmadığı kanaatine varılmaktadır.
Sale el yazma eserler konusunda
kütüphanelere erişme imkanının olmadığını, Beyzavi tefsiri hariç, kendi elinde
bulunan el yazmalara başvurduğunu ifade etmektedir.
Sale’in elinde olduğunu söylediği
elyazmalarının neler olduğu konusunda birinci elden bilgilere sahibiz, zira
vasiyetnamesiyle görevli memur “müteveffa George Sale’in kütüphanesindeki
Türkçe, Arapça ve Farsça el yazmaları...” şeklinde bir döküm yapmıştır. Bu
eserler bilahare Oxfordlu Thomas Hunt tarafından Radcliffe kütüphanesi için
satın alınmıştır ve şu anda da Bodleian kütüphanesinde bulunmaktadır.
Bu listenin bir nüshası British
Museum’da mevcuttur. 86 eserin yer aldığı liste Türkçe ve Farsça eserler
açısından zengindir. En dikkat çekici husus ise listede Arapça eserlerin çok az
yer tutması, Sale’in tercümesinin hemen her sayfasında atıfta bulunduğu
tefsirlerin ise hiç birisinin listede yer almamasıdır.
Bu nedenledir ki şöyle bir sonuca
vardım: Beyzavi hariç, Sale’in kaynaklarının tamamı ikinci el kaynaklardır.
Marrracci’nin çalışmasına bakıldığı zaman bu konu çok net olarak görülecektir.
Sale Marracci’nin çalışması
konusunda şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “Marracci’nin çalışması genel olarak
çok iyidir, ancak metne bağlı olması nedeniyle, İslam’ı bilmeyenlerce okunması
ve anlaşılması zordur. Notları oldukça önemlidir, ancak kitabının hacmini
epeyce büyütmüş olan “reddiye bölümleri” ise yetersiz ve bazen de ilgisiz
açıklamalardır. Yine de tüm kusurlarına rağmen oldukça değerlidir, bu kitaba
çok şey borçlu olduğumu söylemezsem kadirşinaslık etmemiş olurum. Eserin Latince
olması, bu dili bilmeyen pek çok kişinin çalışmadan yararlanmasını
engellemektedir.”
Ross’a göre “Marracci öylesine
önemli bir iş başarmıştır ki, Sale’in çalışması sadece Latince bilgisiyle bile
meydana getirilebilirdi denilebilir. Özellikle de Arap yazarlardan yaptığı
iktibaslar açısından çok iyi bir çalışmadır. Sale’in Arapça bilmediğini ima
ediyor değilim, ancak onun eserinin mevcut haliyle böyle bir düşünceye yol
açabileceği kanaatini taşıyorum. Ben Sale’in Marracci’ye söylediğinden çok daha
fazla şey borçlu olduğuna inanıyorum.”
Marracci Kur’an’ın Arapça metninin
tamamını vermekle kalmamış, Arap yazarlardan yaptığı iktibasların da Arapça
metinlerini ve Latince tercümelerini vermiştir. Gerçekten esaslı bir ilmi
çalışma. Bununla birlikte eser hak ettiği ilgiyi görememiştir.
Marracci’nin Arapçayı nasıl
öğrendiğini bilmiyoruz. Voltaire onun Şark’a gitmediğini söylemektedir. 1698’de
Padua’da yayınlanan eseri Kutsal Roma İmparatoru Leopold I’e ithaf edilmiştir.
Marracci eserinin girişi mahiyetinde
Prodromus adını verdiği bir cilt yayınlamış, bu ciltte Hz. Muhammed ve
İslam dini hakkında o dönemde bilinen her şeyi dercetmiştir.
Voltaire Dictionnaire
Philosophique adlı eserinde Sale’in 20 yıl Araplarla birlikte yaşadığını
yazmaktadır, ancak bu muhtemelen bir yazım hatasıdır. Kitab-ı Mukaddes ve
ilgili diğer kaynaklara yaptığı atıflara bakılacak olursa Sale İbraniceyi de
iyi biliyor olmalıdır.
Sale en büyük eserinin
yayınlanmasından 2 yıl sonra, kırk yaşına basmadan vefat etmiştir.
[1] Sir
Edward Denison Ross 1871-1940 tarihleri arasında yaşamış olan ve Doğu dilleri
konusunda uzmanlaşmış bir İngiliz şarkiyatçısı ve dil bilgini. 1940’da
İstanbul’da ölmüştür. (İslam Ansiklopedisi, c. 35, s. 173-174.)
[2] André du
Ryer, L’Alcoran de Mahomet
[3]
Alexander Ross 1590-1654 tarihleri arasında yaşamış olan İskoç yazar. En önemli
çalışması Fransızcadan yaptığı Kur’an tercümesidir. Ross Arapça bilmemektedir.
Bu nedenle de bu ilk İngilizce Kur’an tercümesi iyi bir çalışma olarak görülmemiştir.
[4] Elwood
Morris Wherry 1843-1927 yılları arasında yaşamış Amerikalı bir misyoner. Hayatının
kırk yılını Hindistan’da geçirmiştir. Sale’in tercümesi ve mukaddimesine
dayanarak hazırladığı A Comprehensive
Commentary on the Qur’an Comprising Sale’s Translation and Preliminary
Discourse adlı eserin sahibidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder