26 Mart, 2018

Batı'da Kur'an Çalışmaları-Geiger'den Neuwirth'e


Kanada Victoria Üniversitesi öğretim üyelerinden Andrew Rippin (1950-2016) erken sayılabilecek bir yaşta (66 yaşında) vefat eden, 20. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren özellikle Kur’an çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çeken Kanadalı İslam araştırmacılarından birisi. 

Rippin hocası John Wansbrough’un kitabına (Qur’anic Studies) yazdığı bir takdim yazısında Batı’daki Kur’an çalışmalarıyla ilgili önemli hususlara değinmektedir.

Rippin’e göre Kur’an’la ilgili akademik çalışmalar, Kitabı-ı Mukaddes (Tevrat, İncil) üzerine yapılan akademik nitelikteki çalışmaların maalesef çok çok gerisindedir. Kur’an üzerine çalışanlar açısından hem sunulan kaynaklar hem de çalışmaların derinlik ve muhtevaları diğerleriyle karşılaştırılamayacak kadar sınırlıdır. Kitabı Mukaddes’e dair çalışmalar hacim itibariyle de Kur’an çalışmalarının birkaç katından fazladır.

Ona göre, 19. asırda yapılan iki önemli çalışma, kendilerinden sonra yapılan çalışmaları pek çok açıdan etkilemiş ve yönlendirmiştir.

Bu çalışmalardan birincisi Alman Yahudi Reform hareketinin kurucusu ve lideri olan Abraham Geiger (ö. 1874) tarafından yapılmıştır. Geiger 1832’de Bonn Üniversitesine sunduğu Latince çalışmasını ertesi yıl Was hat Muhammed aus dem Judenthume aufgenommen? adıyla Almanca olarak yayınlamıştır. Bu çalışma F. M. Young tarafından Judaism and Islam (Yahudilik ve İslam) adıyla İngilizceye de tercüme edilmiş ve 1898’de yayımlanmıştır.  

Geiger’in çalışması, kendisinden önce Kur’an ve İslam ile ilgili olarak yapılan çalışmalardan önemli ölçüde ayrılmaktadır. Zira daha önceki çalışmalar Orta Çağ anlayışı doğrultusunda yapılan ve Hz. Muhammed’in samimiyetini sorgulayan çalışmalardı. Oysa Geiger Hz. Muhammed’in samimi olduğu kanaatini taşıyor ve bu yönüyle önceki çalışmalardan ayrılıyordu.   

İkincisi ise filolojist Nöldeke (ö. 1930) tarafından yapılan Geschichte des Qorāns (Kur’an Tarihi) adlı çalışmadır. Nöldeke tarafından ilk başta Latince olarak yazılan ve 1856’da doktora tezi olarak sunulan bu çalışma Paris’te “Kur’an metininin tenkitli tarihi” konusunda açılan bir yarışmada ödül kazanmıştır. Çalışmanın genişletilmiş bir şekli 1860 yılında Almanca olarak; 2. baskısı ise 3 cilt halinde yayımlanmıştır. 1. ve 2. ciltler öğrencisi Friedrich Schwally tarafından 1909 ve 1919 yıllarında; 3. cildi ise, Gotthelf Bergsträsser ve Otto Prezl tarafından 1938 yılında yayımlanmıştır. Nöldeke’nin çalışması ondan sonra yapılan Kur’an çalışmalarını önemli ölçüde etkilemiştir.

1970 ve 1980’lerde Kur’an çalışmalarını derinden etkileyen yeni ilmi çalışmalar ortaya konuldu. Bunların en önemlileri Toshihiko Izutsu tarafından yapılan çalışmalardır. Izutsu’nun çalışmaları hem Müslümanlar hem de gayrimüslimler tarafından övgüyle karşılanmıştır. Izutsu’nun The Structure of Ethical Terms in the Koran (Tokyo, 1959) ve God and Man in the Koran ( Tokyo, 1964) ve bir önceki çalışmanın yeni bir versiyonu olan Ethico-Religious Concepts in the Qur’ān (Montreal, 1966) adlı çalışmaları, Kur’an’ı Kitabı Mukaddes bağlamından çıkartarak, yepyeni bir alana, semantik analiz alanına taşımıştır. Izutsu’nun çalışmalarında temel düşünce şuydu: Kelimelerin anlamları, bu kelimelerin tek başlarına ne anlama geldiklerinde değil, kullanıldıkları yerlerdeki bağlamlarında yatmaktadır. Dolayısıyla bu yöntem filolojik yönteme açıkça karşı çıkmaktadır ve kelimelerin anlamlarını ortaya koymak için etimolojiye vurgu yapmaktadır.

Ne var ki, tüm bunlar Kur’an’la, özellikle de Kur’an metniyle ilgili sorunların çözüldüğü manasına gelmiyor. Bu konunun çözümü amacıyla son dönemde yapılan oldukça sistematik çalışmalar oldu. Bunların içinde en etkili ve başarılı olan ise Angelika Neuwirth’ün çalışmasıdır. Neuwirth’ün çalışması Studien zur Komposition der mekkanischen Suren adıyla Almanca olarak yayımlandı (Berlin, 1981). Neuwirth’ün daha sonraki çalışması da bu bakış açısı üzerine bina edilerek genişletilmiş ve Kur’an’ın ağırlıklı olarak dua şeklinde ve sembolik bir dile sahip olduğu vurgulanmıştır.

Bu konuda yapılan ve önemli ölçüde etkili olan bir başka çalışma ise Rippin’in hocası John Wansbrough tarafından yazılan Quranic Studies: Sources and Methods of Scriptural Interpretation adlı çalışmadır. 1968-1972 yılları arasında yazılan bu eser epeyce bir tartışmaya neden olmuştur. Zira Wansbrough daha önceki alimlerin temel varsayımlarını sorgulamaktadır. Wansbrough Kur’an metniyle alakalı olarak ortaya konan hadislerin daha sonraki asırların doğmaları üzerine bina edildiğini ileri sürmektedir. Wansbrough’un çalışması, elyazmaları konusunda yapılan çalışmalar ve özellikle de Fuat Sezgin’in Geschichte des arabischen Shrifttums, cilt 1: Qurānwissenschaft-Hadīt- Geschichte- Fiqh-Dogmatik-Mystik bis ca. 430 H (Leiden, 1967) adlı çalışmasının yayımlanmasıyla destek bulmuştur.

Hiç kuşku yok ki, Wansbrough’un çalışması son dönemde Batı’da yapılan en etkili çalışmalardan birisidir. Ancak onun Kur’an’ın üçüncü hicri asırda yazıya geçirildiği şeklindeki tezi haklı olarak büyük tepki toplamıştır. Rippin hocasının bu tezi ispat etmek için bu eseri yazdığını teslim etmekle birlikte, tepkileri azaltmak için bu tezi metnin içine gömdüğünü ileri sürmektedir. Ona göre bu görüş kitabın yanlış yorumlanması anlamına gelmektedir. Zira kitabın alt başlığına (Sources and Methods of Scriptural Interpretation/[Kur’an] Tefsirinin Kaynakları ve Yöntemleri) bakıldığı zaman çalışmanın esas amacı görülmektedir. Geniş tepki çeken ve zaten okunması ‘zor’ olan kitabın okunmasını bir anlamda engelleyen bu tez, tefsir literatürünün incelenmesinin basit bir sonucudur. Ancak Rippin’e göre bu pek çok başka sonuçtan sadece bir tanesidir.

Yine son dönemde etkili olan bir çalışma da Patricia Crone ve Michael Cook tarafından yazılan Hagarism (Hacerilik) adlı eserdir. Bu eser de ne yazık ki, İslam tarihini, İslami literatürden farklı şekilde ele almakta ve geleneksel kaynaklarda anlatılanın aksine yeniden inşa etmeye kalkışmaktadır.

Neal Robinson, Kur’an’ı Keşfetmek adıyla Türkçeye çevirdiğimiz kitabında, Hagarism adlı eseri ele almakta ve tenkide tabi tutmaktadır.

Batı dünyasında son dönemde oldukça etkili olan Wansbrough’un Qur’anic Studies; Crone ve Cook’un Hagarism adlı eserinde ortaya konulan tezler konusunda Müslüman alimlerin adamakıllı ilmi çalışmalar yapmaları elzem görünmektedir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder