"Ben çevirmenim. Çevirmenin işi basittir. Ben size dünyayı getiririm. Bunu yapmak için hem o dünyayı hem sizin dünyanızı çok iyi bilmem gerekir. Yeteneklerim olmalı, engin bir malumatım olmalı. Ben size Japonya’yı, ben size Arjantin’i getirmezsem ve siz de yabancı dillerden herhangi birinde okuma alışkanlığına sahip değilseniz kendi sınırlarınız haricindeki hiçbir şeyi bilmeden yaşamak zorunda kalırsınız. Kendi içinize kapanırsınız. Başkalarının, ötekilerin neye benzediğini bilemeyeceğinizden kendinizin ne olduğunuzu, nasıl olduğunuzu bilemezsiniz. Ben bizi onlara taşırım, onları bize. Ticaretinizi, siyasetinizi benim üzerimden yürütürsünüz, savaş bittiğinde ilk beni ararsınız. Ben olmasam dünyada yapayalnızsınız. Yine de beğenmezsiniz beni, kolayca yok sayarsınız. İletişim sağlandığı sürece şeffafım, sağlanamazsa zılgıtı yerim, yerin dibine batırılırım, sadakatsiz, hain ilan edilirim."
Yazının tamamı için tıklayınız
27 Nisan, 2019
Çevirmenin adı yok
"Yabancı bir dilden Türkçe’ye çeviri yapan bir çevirmenin Türkçe’ye ortalama bir Türk aydınından daha çok hakim olması ve bunun için de Türkçe’de çok kitap okumuş olması, yani yeterli bir kültür birikimine sahip olması gerekir. Ayrıca, çevirdiği konuya da yabancı olmamalı ve bilmediği konularda da bilenlere danışabilmelidir. Bir dili iyi bilmek çeviri yapmak için yeterli değil. Almanya’da uzun yıllar çalıştıktan sonra Türkiye’ye gelmiş, Almanca’yı iyi bilen, okuduğunu anlayan birçok kişinin, okuduğu bir metni herkesin anlayacağı bir şekilde çevirmekten aciz olduğu çok yaşanmış bir örnektir. Çeviri bize dünyayı gösteren bir pencereye, çevirmense bu pencerenin camına benzetilebilir. Nitelikli bir cam dışarıdaki manzaranın aynısını gösterir. Kötü bir camsa görüntüyü bulanık, gerçeğinden büyük ya da küçük, yahut çarpıtarak verir. Yani çevirmen kötü bir kitabı iyi hale getiremez, fakat iyi bir kitabı berbat edebilir."
Yazının tamamı için tıklayınız
Yazının tamamı için tıklayınız
Çevirmen kamyon şoförüdür
Aynı Yolun Yolcuları
"Çevirmenlik, kamyon şoförlüğüdür efendim. Dünyada birbirine bu kadar uzak görünüp bu kadar benzeyen iki meslek daha yoktur. Bir kere her şeyden önce her ikisi de yalnızdır işinde. Bir işi alırken görür işin sahibini bir de işi teslim ederken, kamyoncu da çevirmen de. İkisi de oturduğu yerden çalışır. Hem de ne oturmak. Bazen öyle bir anda farkına varır ki ne kadar zamandır orada oturduğunun, kaç saattir uyumadığının; işte o an bir kez daha yaklaştırır bu iki mesleği birbirine.
Çevirmen de kamyon şoförü de saatlerce gözünü ayırmadan bakar önünde uzayıp giden saatlere. Birinin ellerinin altında bir enigma gibi yatan klavye, diğerinin ise koca direksiyon gözlerini önlerine dikip seyrederler; biri yolu, biri monitörü."
Yazının tamamı için tıklayınız
21 Nisan, 2019
İslam İktisadına Dair İlk Çalışmalar
Modern dönem
İslam dünyasında ilk “iktisat” metinleri
Modern anlamda
iktisat biliminin tarihi çok eski değildir. Kimileri onu merkantilistlerle
başlatır, ama ağırlıklı görüş modern iktisat anlayışı Adam Smith’in “The
Wealth of Nations” (Milletlerin Zenginliği) adlı eserinin yayımlanmasıyla,
yani 1776 tarihinde başlar. Dolayısıyla modern iktisat düşüncesinin tarihi üç
yüz yılı aşkın bir süredir denilebilir.
Modern İslam
düşüncesinde ise “iktisat” kavramına ya da “İslam iktisadı”na dair yazılar
oldukça yenidir.
05 Mart, 2019
Batıda Kur'an Çalışmaları- Sale'in Kur'an tercümesi
İngilizcedeki Kur’an tercümelerinin
en eskilerinden birisi George Sale (1697-1736) tarafından 1734 yılında
(ölümünden iki yıl önce) 4 cilt halinde yayınlanmıştır: The Korân Translated
into English from the original Arabic (Kur’an:Arapça aslından İngilizceye
tercüme edilmiştir).
Bu tercümenin daha sonraki
baskılarından birisine Sir Edward Denison Ross[1] tarafından bir önsöz yazılmış, bu
önsözde Batı’daki Kur’an tercümeleri ve özellikle de Sale’in çalışması
konusunda önemli bilgilere yer verilmiştir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)