24 Nisan, 2023

Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev

Etienne de La Boétie, Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev, (Discours sur la Servitude Volontaire) Çeviri ve Yorum, Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları, İmge Kitabevi, İstanbul, 1987 ve 1995.

Etienne de La Boétie, 1530 yılında Fransa’da doğmuş, Orléans Ünivesitesi’nde hukuk öğrenimi görmüş, 1554’te Bordeaux Parlamentosu’nda danışmanlık görevine kabul edilmiş, 1563 yılında 33 yaşına basmadan ölmüş.

Son yıllarda Fransa’da yeniden keşfedilmeye başlanan bir XVI. yüzyıl düşünürü Etinne de La Boétie.

Fransız Calvincileri olan Huguenot’lardan cumhuriyet yandaşlarına, 1789 devrimcilerinden XIX. yüzyılın “yükselen” proletaryasına kadar çeşitli güçler, Söylev’i kurulu düzene, siyasal iktidara karşı çıkış duygularını dile getirip pekiştiren bir yapıt olarak algılamışlar ve onu bu şekilde okumuşlardır.

Oysa La Boétie militan bir tutum takınmamıştır. Söylev’i siyasal arenada çarpışan taraflardan birini desteklemek amacıyla kaleme almamıştır. Eseri ne tiranlığın ya da monarşinin yergisi, ne de cumhuriyetin ya da demokrasinin övgüsüdür.

La Boétie “insanların nasıl olup da itaat ettikleri, üstelik itaat etmekle kalmayıp boyun eğmeyi, hatta kulluk etmeyi arzuladıkları” sorununu eserinin odak noktasına yerleştirmiştir.

03 Nisan, 2023

Üç Tarz-ı Tefhim: Kur’an’ı Anlamada Üç Yöntem (2)

1960’ların başından itibaren yoğunlaşan tercüme faaliyetlerinin etkisi, giderek çeşitlenen İslami hareketler, İslami camianın ‘milliyetçi-muhafazakar tanımından ayrışarak İslamcı renginin öne çıkmaya başlaması ve 60’ların sonunda siyasal alanda da örgütlenerek boy göstermesi oldukça yeni, canlı ve renkli bir atmosferin oluşmasına yol açtı. 

Bu tartışmaların yoğunlaşmasıyla, düşünsel alanda giderek billurlaşma, farklılaşma, geleneksel dini söyleme karşı cılız da olsa bazı itirazlar ve sorgulamalar ortaya çıkmaya başladı. 


1970’lerin ortalarına gelindiğinde giderek Kur’an’ı merkeze alan ve geleneksel dini söyleme karşı sorgulayıcı tavırlarıyla öne çıkan bir eğilim de belirmeye başladı. Bu sürecin ayrıntıları üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. Onu bir başka yazıya bırakarak, Kur’an’ı merkeze alan bu eğilim ve ardından gelişen Kur’an’ı anlama çabalarında izlenen yöntemler üzerinde duralım.  


02 Nisan, 2023

Üç Tarz-ı Tefhim: Kur’an’ı Anlamada Üç Yöntem (1)

1970’lerin ortalarından itibaren Kur’an’ı anlama çabalarına başlarken ilk okuduğumuz metinlerden birisi, Mevdudi’nin muhtemelen Tefhim’ul Kur’an adlı eserinden tercüme edilmiş “Kur’an’ın Anlaşılmasına Doğru” başlıklı nispeten kısa bir metindi. O zamanın basılmamış metinleri için kullanılan deyimiyle bir “teksir”di. 

Tefhim (anlaşılma) kelimesinin ilham kaynağı o nedenle bir anlamda Tefhim’ul Kur’an’a dayanıyor. 


Bu yazının başlığına ilham veren ikinci önemli metin ise Yusuf Akçura’nın Üç Tarz-ı Siyaset’idir. O metin de Türk siyasi hayatının anlaşılması açısından önemli bir yere sahiptir. 


Bu yazıya başlık olarak, bu iki metinden mülhem olarak Üç Tarz-ı Tefhim (Üç Anlama Yöntemi) adını verdim. 


Türkiye’de 1960’lara kadar tartışma daha çok genel bir İslam anlayışı etrafında cereyan ediyor, Kur’an’a özel vurgu yapan baskın bir eğilim, bir hareket veya anlayış görülmüyordu. 


Geleneksel İslam anlayışının hakim olduğu bu dönemde, halk İslam’ı ile ulemanın İslam’ı arasında çok önemli farklar vardı. 


01 Nisan, 2023

Erkek egemen söylem

Son dönemlerde erkek egemen söylem konusunda çoğunlukla kadınlardan itirazlar geliyor.

Erkek egemen söylem hayatın her alanına hakim durumda, dini söylem de bunun dışında değil.

Birkaç gün önce dinlediğim bir online konferansta, ilahiyatçı bir kadın hocamız, “Matürüdi’de Kadın” konulu bir sunum yaptı. Hocamız aslında başka bir konuda çalışıyormuş, ancak her nasılsa Matüridi’nin kadın konusunu nasıl ele aldığını merak etmiş.

Anladığım kadarıyla gelenekçi dini söylemin kadın konusunda söylediklerini yeterli bulmayan, hatta bu söylemden rahatsızlık duyan, bununla birlikte şu veya bu sebeple geleneksel anlayışın dışında denilebilecek görüşlere de yaklaşamayan veya öyle görülmekten çekinen ancak yine de geleneksel söylemin içinde kalarak daha iyi bir cevap bulabilme ümidiyle hareket eden pek çok kişi gibi bu kadın hocamız da bir ümitle Matüridi’ye sarılma ihtiyacı duymuş.